Uzaktan Eğitim Sürecinde Pozitif Bir Okul İklimi

*Bu yazı Selen Urgancıoğlu, Klinik Psk., Güzel Günler Kliniği tarafından yazılmıştır.

COVID-19 pandemisi nedeniyle uzaktan eğitim süreci beklenmedik bir şekilde ve hızla başlamak durumunda kaldı. Öğrencilerin alıştığı tüm okul düzeni değişerek farklı bir boyuta taşındı. Sınıf ortamının ekranlara taşınması hem yöneticiler hem öğretmenler hem de öğrenciler için alışılmadık ve adapte olması zor bir durum oldu.

Okulun bütün paydaşlarını birleştiren bir kültür ve karakter olarak tanımlayabileceğimiz okul iklimi içinde olduğumuz yepyeni koşullardan etkilendi. Okul iklimlerini iyileştirmeye dönük çalışmalarımızda pandemi öncesinde gözlediğimiz özelliklerin bu dönemde daha da belirginleştiğini, sorun yaşanılan alanların daha zorlayıcı hale geldiğini, güçlü yanların ise koruyuculuğunun daha çok hissedildiğini gördük. Önce okul iklimi kavramını detaylarıyla tanımlayıp, sonrasında içinde olduğumuz döneme özgü neler yapabiliriz sorusuna cevap arayalım.

Okul İklimi Nedir? Okul iklimi okulun öğrencileri, öğretmenleri, psikolojik danışmanları, yöneticileri, velileri ve tüm çalışanları arasındaki ilişki, iletişim, okulun değerleri, eğitim ve öğretim yöntemleri, sosyal duygusal gelişim, duygusal ve fiziksel olarak güvende hissetme, farklılıklara bakış açısı gibi bir okulun tüm özelliklerini içeren, ve bir anlamda okulun tüm yönleriyle kültürü ve karakteri olarak tanımlanabilecek bir kavramdır. Sosyal duygusal gelişim programlarını uygulayan okullarda, pozitif bir okul iklimi yaratılabildiği, öğrencilerin daha az davranış problemi yaşadığı, akademik başarılarının arttığı okulla ilgili daha olumlu bir algıları olduğu ve duygu yönetimi becerilerinin daha gelişmiş olduğu görülmüştür (Durlak, Weissberg, Dymnicki, Taylor, & Schellinger, 2011). Sosyal duygusal gelişim becerilerinin desteklenmesiyle bireylerin öğrenme, karar alma, hedeflerine ulaşma, akademik başarı, iş hayatındaki başarı, zor duyguları yönetme ve ruh sağlığının korunması gibi alanlarda iyiye gidiş, kendine zarar verme gibi riskli davranışlarda azalma sağlanmaktadır.  Sosyal duygusal gelişim becerileri erken yaştan başlayarak ve özellikle öğrencilerin zamanlarının büyük bir kısmını geçirmekte olduğu okulda desteklenmelidir (CASEL, 2015). Birçok çocuğun ve gencin duygusal zorluklar yaşadığının fark edildiği ilk yer okul olabilir; sorunların ortaya çıkmasını beklemeden duyguların sınıf ortamında bir yeri olduğu ve hakkında konuşulabileceği öğrencilere öğretildiğinde koruyucu adımlar atılabilir.

Uzaktan Eğitim Koşullarında

Uzaktan eğitim sürecinde de paydaşların birbirleriyle güçlü bağlarının olduğu, güvende hissettikleri, iletişimin açık ve etkileşimin yüksek olduğu pozitif bir okul iklimi yaratmak mümkün, üstelik bu her zamankinden çok gerekli. Okul paydaşları birçok farklı sorunla uğraşırken, okul ikliminin öncelikli bir konu olmadığı düşünülebilir. Ancak unutmamalıyız ki, öğrenciler ve öğretmenler sınıfta fiziksel olarak buluşamasa da okul iklimi var olmaya devam ediyor. Okul iklimini pozitif bir şekilde şekillendirmek için çaba harcamak öğrencilerin hem sosyal duygusal gelişimini hem akademik gelişimini hem de okulun tüm paydaşlarının duygu durumlarını olumlu yönde etkileyecektir. (Moeller, Brackett, Ivcevic & White, 2020)

Pandemi sürecinin getirdiği belirsizliğin etkilerini 2020-2021 okul yılında da hissetmeye devam edeceğimizi öngörerek, uzaktan eğitimin eğitim hayatın en azından bir parçası olacağını varsayabiliriz. Ekran karşısında buluşan öğrenci ve öğretmenlerin, sürece yakından dahil olan velilerin, öğretmenlere ve öğrencilere destek olan PDR’nin ve okul liderlerinin okul ikliminin bir parçası olmayı sürdürdüğünü, az tanıdığımız ve belirsizliklerle dolu bu ortamda nasıl hissettiklerinin oldukça değerli olduğunu hatırlamalıyız. “Okulda/sınıfta/derste nasıl hissediyoruz?” ve “Okulda/sınıfta/derste nasıl hissetmek isterdik?” önemli ve üzerinde her gün düşünülmesi ve çalışılması gereken sorular.

Neler yapılabilir?

Yaşanan bu krize bağlı olarak alışılmış sınıf ve ders düzeninden uzakta olmak ve belirsizlikle baş etmek zorunda kalmak, okullarda duyguları, sosyal duygusal gelişimi ve pozitif bir okul iklimini desteklemeyi her zamankinden önemli hale getirdi. Uzaktan eğitim sürecinde, pozitif bir okul iklimi yaratmak için okul paydaşlarının kendini güvende hissetmesi, farklılıkların kapsanması, olumlu ilişkilerin ve iletişimin korunması gibi temel alanlara özellikle özen göstermek faydalı olacaktır. Okul iklimi hakkında okul paydaşlarından konuya özel anketler aracılığıyla bilgi toplayarak ya da sözlü geri bildirimler alarak genel durum ve gidişat hakkında fikir sahibi olmak yol gösterici olacaktır.

Duygular ve İletişim: Online derslerin başında herkesin o gün kendini nasıl hissettiği ile ilgili kısa bir yoklama yapmak faydalı olabilir. Mayıs 2020’de online anketler aracılığıyla yaptığımız bir araştırmada öğrenciler tarafından o ay en çok hissettikleri belirtilen duygular “sıkılmış, kaygılı, tükenmiş, öfkeli, huzursuz ve bunalmış” oldu. Öğretmenlerin bildirimlerini incelediğimizde, öğretmenler tarafından o ay en çok hissettikleri belirtilen duygular “tedirgin, kaygılı, üzgün, endişeli, huzursuz ve bunalmış” oldu.

Temmuz 2020’de gerçekleştirdiğimiz “Pandemi Sürecinde Okula Dönüş” araştırmamızda gördük ki, devlet okullarında çalışanların %61’i, özel okullarda çalışanların ise %40’ı uzaktan eğitim sürecinde öğrencilerle olan ilişkilerinin zayıfladığını düşünmekte.

Bu sonuçlar bize pandemiye bağlı uzaktan eğitim sürecinde okul paydaşlarının zor duygular yaşadığını ve pozitif bir okul iklimi oluştururken hissedilmesi kaçınılmaz olan zor duygular ile başa çıkma konusunda desteklenmelerinin önemli olduğunu gösteriyor. Pozitif bir okul ikliminin bir parçası olarak, duygu yönetiminin yanısıra paydaşlar arası etkileşim yollarını oluşturmak ve açık iletişimin sağlanması için çaba harcamak oldukça önemli. Bu bir okulun gündelik akışı içinde nasıl mümkün olabilir? Pandemi öncesinde yürüttüğümüz çalışmalarda gördük ki, duygular hakkında konuşmanın günlük hayatın bir parçası haline gelmesi ve sosyal duygusal gelişim becerilerinin (zor duyguları yönetme, öz-denetim, empati, öz-farkındalık, psikolojik sağlamlık vb.) geliştirilmesine okul çapında yer verilen çalışmalardan olumlu sonuçlar alınıyor. Öğrenciler ve öğretmenlerin kendi aralarında ve bir arada yapılan, fikir paylaşımları, sohbet ve tartışma grupları, sosyal duygusal gelişim becerilerini geliştirme atölye çalışmaları, veli çalışma grupları, okul paydaşlarının etkileşimlerini arttırarak okul iklimini geliştirmeyi olumlu yönde etkiliyor. Bu çalışma modelinin pandemiyle birlikte online yöntemlerle gerçekleştirilebildiğini ve benzer şekilde etkili sonuçlar verdiğini gördük. Bu süreçteki ölçümlerde gözlediğimiz bir başka bulgu olumlu ve geliştirici okul iklimi çalışmalarına katılan öğrencilerin pandemi sırasındaki kaygıları artmış olduğu ancak diğer öğrenciler kadar yoğun derecelere ulaşmamış olmasıydı.

Farklılıkları kapsamak: Uzaktan/online derslerde öğrenmek ve öğretmenle ya da diğer öğrencilerle etkileşim kurmaya adapte olmak herkes için farklı bir süre alabilir. İlk olarak kimlerin daha çok zorluk yaşadığını tespit etmek gerekecektir. Bunun için velilerle de sık iletişime geçmek ve öğrencilerinin hem akademik hem de sosyal duygusal durumu ile ilgili düzenli bilgi almak faydalı olacaktır. Grubun kapsayıcılığını arttırmak için odaklanma ve öğrenme zorlukları yaşayan öğrencilere destek olması için online çalışma grupları belirlenerek öğrencilerin birbirlerine destek olmaları sağlanabilir, not alacak ve zorluk yaşayan öğrencilerle paylaşacak öğrenciler belirlenebilir, ya da öğretmen kendi hazırladığı ders notlarını öğrencilere iletebilir.

Öğrenme Motivasyonu: Okula “sınavlardan iyi not almak” için gidildiği algısının yaygın olduğu düşünüldüğünde, öğrencilerin ölçme ve değerlendirme olmayan uzaktan/online derslere katılım motivasyonunun düşük olması anlaşılır hale geliyor. Uzaktan eğitim sürecinin devam etmesi halinde öğrencilerin sınavlardan alacakları notlardan bağımsız şekilde, farklı alanlarda farklı bilgiler öğrenmenin değeri hakkındaki motivasyonlarının arttırılması derse odaklanmayı ve katılımı sağlamak adına önemli olacaktır.  Okulun kullandığı yöntemler ve şartlar uygun olduğu takdirde, her öğrencinin belirli aralıklara yeni bir konu öğrenerek online ortamda diğer arkadaşlarını bilgilendirici kısa bir sunum yapması gibi yöntemler uygulanabilir.

Ait hissetmek: Tüm okul paydaşlarının bir topluluğa ait olduklarını hissetmeye ihtiyacı vardır ve bu dönemde bu ihtiyacın arttığını varsayabiliriz. Tıpkı öğrenciler gibi velilerin, öğretmenlerin ve psikolojik danışmanların da paylaşım ve fikir geliştirme grupları oluşturmaları ve belirli aralıklarla okulun şartları ve uyguladığı yöntemlere uygun şekilde birbirleriyle ve okul idaresi ile iletişimde olmaları, tüm paydaşların fikirlerine değer verilmesi ve gerçekleştirilmesi için çaba harcanması paydaşların okul için değerinin bir göstergesi olacaktır. Güvende hissettiren ve bir parçası olduğumuz, karar alma süreçlerinde etkimiz olan topluluklara aidiyet duygumuz güçlenir.

Öğretmenler, Psikolojik Danışmanlar ve Müdürler: 2020 Yazında gerçekleştirdiğimiz “Pandemi Sürecinde Okula Dönüş” araştırmamızda, uzaktan eğitim sürecinde öğretmenlerin, psikolojik danışmanların ve okul liderlerinin eskisinden çok daha fazla çalıştıklarını düşündüklerini gördük. Özel okullarda çalışanların %72’si, devlet okullarında çalışanların %45’i uzaktan eğitim sürecinde geçmişe göre daha fazla çalıştıklarını belirttiler. Bu durumun nedenlerini incelediğimiz kalitatif odak gruplarında, psikolojik danışmanların tüm paydaşlara sosyal duygusal destek vermek zorunda kalarak her zamankinden daha fazla çalışması, öğretmenlerin online derslerin gerektirdiği yüksek konsantrasyonu sağlamaya çalışması, tüm paydaşların yeni düzene adapte olmak için harcadıkları emek ve zaman nedeniyle ev, iş, özel hayat kavramlarının ortadan kalkmış olması ve kendi ailelerinin ihtiyaçlarını ve öğrencilerinin ihtiyaçlarını karşılamak arasında bir denge kurmaya çalışırken yorulmaları gibi etkenleri belirledik.

Pozitif, geliştirici ve güçlendirici bir okul iklimi oluştururken tüm paydaşların kendilerini iyi ve güvende hissetmeleri temel bir koşuldur. Araştırma bulgularına göre, öğretmenlerin stres düzeyi çok yüksek olduğunda, öğrencileri daha az dinlemekte, yeni fikirlere daha az açık olmakta ve öğrencileriyle olan etkileşimleri azalmaktadır. Aynı durum stres düzeyi yükseldiğinde okul liderlerinin, öğretmenlere ve psikolojik danışmanlara olan yaklaşımlarında da görülmektedir. (Brackett, M. 2019). Uzaktan eğitim sürecinin kısmen bile olsa sürmesi durumunda, özelikle PDR ve yöneticilere süpervizyon desteği, duygu yönetimi desteği ve meslektaşlarla yapılacak olan fikir ve tecrübe paylaşımları öğretmenlerin, psikolojik danışmanların ve okul liderlerinin kendilerini daha iyi hissetmelerine ve pozitif bir okul iklimi oluşturmaya yardımcı olacaktır.

Kaynaklar: