Çocuğun Bir Ruhu Vardır

(Atalay Yörükoğlu’nun Çocuk Ruh Sağlığı kitabının 2023 baskısı için yazdığım sunuş) 

Prof Dr Atalay Yörükoğlu’nun Çocuk Ruh Sağlığı kitabının sunuş satırlarını yazmak bir okuru, öğrencisi ve meslektaşı olarak bana onur ve heyecan veriyor.  

Atalay Yörükoğlu ile 1989’un sonunda rotasyonda bir psikiyatri asistanı olarak tanıştım. Çocuk ve ergen psikiyatrisinin ülkemizdeki gelişiminde öncü rolü olan birkaç meslektaşımızdan birisi olmanın ötesinde özellikle 1970’lerden başlayarak mesleğin yüzü ve sesi olmuştu. Çocukların duygu, düşünce ve davranışlarının tipik gelişimini kapsayan bilgiler ile ruh sağlığındaki bozulmaları, gecikmeleri ve dalgalanmaları ‘çocuk ruh sağlığı’ başlığıyla ele aldığı elinizdeki kitap ise klinikteki mesleki uygulamaların sınırlarının ötesine geçen bir etki yaratmıştı. Öyle bir etki ki, çocukların bir ruhsal dünyası olduğunu ve bunun sağlıklı bir hayatın parçası kılınması gerektiğini unutmak mümkün olmadı. İyi ki öyle oldu. Yazdıklarıyla ve söyledikleriyle hepimize ‘çocuğun bir ruhu vardır’, dedirten hekim olarak toplumsal belleğe yerleşti.  

Bu kitabın ana çizgilerinin ortaya çıktığı dönemden bu yana geçen yıllar içinde bilimdeki gelişmeler ve toplumsal değişim çocuk ruh sağlığı yaklaşımlarını dönüştür. Bilimsel araştırmalar beynin işleyişinin, davranışları üreten psikolojik mekanizmaların ve bu mekanizmaları etkileyen biyopsikososyal süreçlerin daha iyi anlaşılmasını sağladı. Problem sayılan durumların tanı algoritmalarının farklılaşmasını getirdi. Toplumsal bakış açılarındaki değişim özellikle çocukların fiziksel ve duygusal güvenli ortamlarda öğrenme ve gelişme haklarını kapsayıcı ve eşitlikçi bir bakışla korumayı çocuk ruh sağlığının temel görevlerinden birisi kıldı. Toplumsal ilerlemenin kadının toplumdaki yerinin aile içindeki rol ile sınırlanamaması, toplumsal cinsiyet eşitliği kavramının ön plana geçmesi ve çocuğa kötü muamele tanımlarının değişmesi gibi sonuçları oldu. Bu toplumsal dönüşümün öncesinde yazılmış olan Çocuk Ruh Sağlığı kitabı toplamda ilerici bir konumda olmasına rağmen kadının toplumsal rolü ya da çocuğa fiziki cezalar gibi konularda dönemin egemen sosyal düşünüş ve tutumunu yansıtan cümleler içermekteydi. Bu cümlelere hiç dokunmadık. Sadece Atalay Yörükoğlu’nun kendisine ve eserine saygımız nedeniyle değil, siz okurların kitabın günümüzden çok farklı bir bağlamda yazılmış olduğunu göz önünde tutacağınıza ve yazarın meramını ve kitabın özünü anlayacağınıza olan inancımızdan dolayı böyle yaptık. 

Atalay Yörükoğlu’nun bu kitabı yazarak yaptığı katkının belirleyici bir özelliği burada adlarını sayamayacağım çocuk psikiyatrisi içinde ve dışında çok sayıda bilim insanının ürettiği bilgiyle klinik deneyimi bir araya getirmesinin ötesine geçerek bunu güzel ve arı bir dille anlatmasındaydı. Atalay Bey’in klinikteki hastaları ve aileleriyle konuşurken kullandığı dil ile bilimsel bir toplantıyı açarken kullandığı dil arasında önemli bir fark yoktu, onu her dinleyen ne dediğini çok iyi anlıyordu. İletişim kelimesinin yaygınlık kazanmadığı yıllardı, ama iletişimin ne demek olduğunu kavramak için Atalay Bey’i dinlemek yeterliydi. Bunun kaynağını kitabı okuduğumda merak etmiştim, kendisini hastalarını ve ailelerini dinlerken izlediğimde, nasıl çalıştığını yakından gördüğümde anladım. Ötekinin dünyasına sahici bir merak, bir anlama çabası dinlemesinde ve dinletmesindeki ana ögeydi. Ama dahası vardı: Mizah.  

Atalay Yörükoğlu 1974’de Amerikan Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Akademisi’nin dergisinde yayımladığı ‘Çocukların Sevdikleri Fıkralar ve Duygusal Çatışmaları’ başlıklı makalesinde fıkra, şakacılık gibi konuları çocuğun ruhsal durumunu anlamak için etkin bir araç olarak irdeler. Atalay Yörükoğlu’nun çocuk ve ergen psikiyatrisinde mizahı kullanışı: karşısındakine saygılı bir neşe, bir tür oyunbazlık, ‘senin yanındayım’ diyen bir güler yüzlülük. Klinikte değerlendirdiği neredeyse her çocuktan görüşmenin bir noktasında sevdiği bir fıkrayı anlatmasını istediğinde, kontrolün çocukta olduğu ve pasif bir nesne olmaktan çıktığı o anda, çocuğun gerginliğinin yerini rahatlığa ve güvene bıraktığını gördüm.  

Atalay Yörükoğlu’nun çocuklarla ve aileleriyle terapötik ilişkisine parlak bir renk katan mizahını ve şakacı üslubunu başka ‘ciddi’ ortamları ve orada bulunanların içini ısıtırken de görmek mümkündü. Bebek Ruh Sağlığı kongresinde Atalay Bey’in yönettiği oturuma o sırada 8 aylık olan ve bir yere bırakamadığımız için yanımızda getirdiğimiz kızım ile kimselere sezdirmeden girmiş, salonun en arkasındaki perdeli bölüme onu bebek arabasıyla yerleştirip uyutmuştuk. Kızım birazdan uyanıp giderek yükselen bir sesle ‘dıgıldamaya’ başladığında, Atalay Bey sahnede bebeklik çağının gelişimdeki yerini anlatıyordu. Arka taraftan gelen bebek sesi salonun ön sıralarına ulaştığında dinleyicilerde hafif bir şaşkınlık oldu. Atalay Bey anında yorumunu yaptı: ‘Bebekler aramıza casus göndermişler!’ 

Kitabı okurken siz de Atalay Yörükoğlu’nun yaşama neşeyle bakışının, çocukların ruh sağlığını iyileştirmeye adanmışlığının, çocuklara inancının, bağımsız bir meslek alanını oluşturan iradesinin ve yıllar içinde anlamını hiç yitirmemiş bilgeliğinin etkisine gireceksiniz. Şaşırmayın.  

Kendisini saygı ve sevgiyle anıyorum. 

Yankı Yazgan, Aralık 2022

Dipnot: Atalay Yörükoğlu’nun ‘Çocukların Sevdikleri Fıkralar ve Duygusal Çatışmaları’ başlıklı makalesinde verdiği örneklerden birisinde, kardeşinin sataşmalarıyla başa çıkamayıp her seferinde suçlu çıkan, babasının kardeşine gösterdiği yakınlığı bulamayan uyurgezer çocuğun anlattığı fıkrada, trende aynı kompartmandaki iki yolcu vardır. Yolculardan birisi horlamasıyla diğerinin uyumasını engellemektedir, çözüm olarak horladığında ıslık çalmasını ister. Horlayan yolcu sabah olup uyandığında, diğer yolcunun orada olmadığını görür. Tren görevlisine sorduğunda aldığı cevap, bütün gece ıslık çaldı durdu, biz de onu trenden indirdik, olur. Atalay Yörükoğlu çocuğun fıkrasını uyku bozukluğunun, görevlinin temsil ettiği babanın iki kardeş arasındaki çatışmalarda adil davranmıyor olmasının ve çocuğun çaresizliğinin bir yansıması olarak değerlendirerek yorumunu yapar.