boncuk1

Başımıza gelenler, başımızdan geçenler: Hayatımız

Bu ay okuması kolay gözüken @yankiyazgancom‘dan seçmeleri bir araya getirdim. Bunları büyük ya da özlü sözler olarak değil, üzerinde düşünülüp tamamlanması gereken ham düşünceler olarak tasarladım. Çağrışımları ve fikirleri duyabilmek isterim.

 

tartışma

– Ağız tadıyla kavga edebilecek rahatlıkta bir yakınlık, terkedilme endişesiyle ters orantılı.

– İtiraz kültürü ile aynı kanıda olmama (disagreement) kültürü arasındaki fark derin. İtiraz etme dışında bir anlaşmazlık biçimi olmazsa, işimiz ‘aman çatışma çıkmasın, tatsızlık çıkmasın’ ile anlaşmazlık noktalarını örtbas etmek oluyor.

– İmkansızı mümkün kılmaya çalışırken, mümkün olanı yapmamak. günün gereğini yapmadan önemli bulduğuna odaklanmak.

– Hayal bugünden kaçış ve acıya tahammül aracı olduğunda geliştirici ya da ‘Kurucu’ bir etki sağlamaz.

 

anne-baba-çocuk

– Anne-babanın çocuk (ve arzu edilmeyen davranışı) karşısında hissettiği (bazen doğal sayılabilecek) öfkenin şiddete dönüşmesinin çocuk zihnindeki anlamı nettir: yetişkinin acizliği, kendini kontrol edemezliği.

– Çocuğa dinleteceğiniz söz çok olunca hangi birisini dinleyeceğini şaşırıyor.

 – Görüş birliği mi, ağız birliği mi? ebeveynlikte ikisi birden olmazsa hangisi öncelikli?

– Anne-baba çocuğun büyümesini istemeden frenleyebilir, çocuğu büyümüş anne-baba olma rolünü üstlenmek zor gelebilir.

 

normal-anormal

– Felaket durumlarında  ‘hazırlıksızlık’, ‘duyarsızlık’ ve ‘insafsızlık’ ile birleşince acıyı arttırır; öfke üzüntüyü aşar.

– ‘Co-rumination’: (beraberce geviş getirme) Hep beraberce ağlayıp sızlamak. Dünyanın halini kötülemek. bunu başkalarıyla beraber yapmak.

– ‘Anormal’ özellikleri herkeste tek tek görebiliriz. Klinik bir durum ancak ‘anormal’ özelliklerin bir çoğu aynı anda aynı kişide toplandığında oluşmaya başlar. Kasırgalar gibi…

– ‘Ben normalim, ama duygularım anormal olabilir’. (bir genç)

 

negatif-pozitif

– Negatif düşünenlerin belirleyici özelliği ‘pozitif bir kaza’nın olabileceğine (negatif bir kaza’nın olabilirliğiyle) aynı ölçüde inanmazlar. Pozitif düşünenler ise bu iki kazanın olasılıklarını yan yana koyup kıyaslamayı tercih ederler.

– Bir işi (henüz başlamadan) bitmiş olarak görmek umut duygusunu da getirir.

– Kimimiz olmamışın olmuşunu hayal ettiğinde olacak hissini derinden hisseder; o’na iyimser de diyebiliriz. İyimserliğin üstüne olmamıştan olmuşa adım adım nasıl geçileceğini de görebilirse, ‘vizyoner’ demek uygun olur!

 

çeşitli

– Şunu kabul edelim: ‘Hepimiz eşit ölçüde önemsiziz.’

– Sosyal pornografi: bir durumu anlamak için ihtiyaç duymadığımız incelikleri ve detayları gözüne sokarak anlatmak.

– Ölü Ozanlar Derneği’nde Keating (Robin Williams) okuldan kovulurken protesto için masanın üzerine çıkıp şiir okuyabilen öğrenciler gibi olamamak…

– Doğru bulmadığımız durumlara karşı çıkamamanın verdiği ağırlıkla ahlaki olarak sakatlanıyoruz. Gerekeni çıkıp söyleyememiş olmanın verdiği eziklik.

– Başımıza gelenler ve başımızdan geçenler olarak tanımladığımız hayat olayları ile biyolojik-genetik altyapımız arasındaki karşılıklı etkileşim büyüme süreci boyunca kim olduğumuzu şekillendirir. (The School of Life-İstanbul kapsamında yapacağım Büyümek seminerinin ana fikri).