‘Türk çayı’: Bir Cumhuriyet İçeceği (Kahveye Nazaran)

(İngilizcesi Feelings Run Faster adıyla yayımlanmış, ‘Bir Tatlı Telaş’ (Haziran 2013) kitabından alıntı)


Türk çayına gelince…
Ülkenin dört bir yanında her sınıftan, her bölgeden insan tarafından içilen çay da ‘Türk’ değil. Ama devşirilip kültürel işlemlerle Türk yapılmış birçok başka şey gibi sahiplenmekten hiç çekinmediğimiz, ama tüketim tarzımızla bu sahiplenmeyi de hak etttiğimiz bu bitkinin1930’lara kadar Türkiye’de yaygın üretimi yapılmıyordu. 1920lerin çocuğu olan babam kahvaltıda süt içerken, dedem de sade kahvesini kahvaltı sonrasında içerdi. Kahvaltıda çay yoktu.

Çay bir bakıma Cumhuriyetçi bir içecek sayılabilir; kahve ise daha emperyal, Osmanlılıkla ilişkili bir çağrışım yapıyor.

Mutfağımızın başarısı kendinden olmayan (‘ecnebi’, ‘yabancı’) lezzetleri kabullenip kendininin yapmakta, diye düşünürüm. ‘Kendi’ lezzetlerimizi tatmak ve geliştirmek için kullandığımız dil ve burun, başkalarından aldığımız lezzetler için de aynı işi yapıyor. Beynimizde farklı bir durum olduğunu sanmıyorum. Bizde bulunmayan, başka, ‘yabancı’ bir lezzeti ya da davranışı ithal ederken (bir anlamda taklit ederken) beynimizin kullandığı mekanizma ile yeni bir bakış üretirken kullandığı mekanizma birbiriyle

örtüşüyor. Böyle baktığınızda taklit için kullandığımız becerilerin, sadece lezzet için değil, Türklerin İslam dinini kabul etmesi ya da Batılılaşması gibi köklü ve karşıt gözüken değişimleri başarıyla, bazen aslından iyi, yapabilmesini bu mekanizmaları daha iyi çalıştırmasına bağlayabilir miyiz?

Feelings Run Faster
Türk 25
Kahvesi


1 comment