Eğer bir ruh sağlığı çalışanıysanız afet sonrasında neler yapabilirsiniz?

– Ruhsal problemler açısından risk altındaki çocukları belirlemek,
– Diğer sağlık çalışanlarını ve bakımverenleri riskli gruplar için eğitmek (fiziksel ya da duygusal yatkınlığı olanlar, daha önce ruhsal problemi olanlar, destek sistemi yetersiz olanlar, geçirilmiş travma ya da ölüm deneyimi olanlar ve sürekli medya yayınları ile indirekt maruziyet yaşayanlar),
– Çocuklardaki stres reaksiyonunun gittikçe  iyileşip iyileşmediğinin ya da daha ayrıntılı müdahaleye ihtiyaç duyulup duyulmadığının takip edilmesi,
– Duyguların rahatça ifade edilmesinin cesaretlendirilmesi ve baş etme becerilerinin öğretilmesi,
– Öğretmenlere ve ebeveynlere normal ile abartılı reaksiyonların ayırımını yapmalarına yardımcı olunması,
– Öğretmenlere ve ebeveynlere, çocuğun  yaşa uygun davranışlarını desteklerken arada olabilecek regresif davranışların da kabul edilebilir  olduğunun hatırlatılması,
– Ebeveynler için destek sağlamak, çünkü ebeveynin işlevselliği travmatize çocuğun iyileşmesinde önemli etkiye sahiptir.
– Kendilerinin felakete nasıl reaksiyon verdiklerinin ve kendi işlevselliği üzerindeki etkilerinin farkında olmak.

Çalışmalar bakımverenlerin, çocuklardaki  tepkilerin  yoğunluğu ve süresini olduğundan daha hafif algıladıklarını gösteriyor. Bu nedenle ruh sağlığı çalışanlarının erken değerlendirme yapması ve akut (ilk aylarda) ve kronik (aylar-yıllar süren) semptom gösteren çocukların tedavisiz kalmasının önlenmesi gerekir.

Bunun için şunlar yapılmalıdır:

– Çocuklar, semptomların tanımlanması  ve reaksiyonun ciddiyetinin anlaşılması için taranmalıdır.
– Çok ciddi şekilde etkilenen çocuklar ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmelidir.
– Anında (direkt) etkilenen ve indirekt etkilenen kişilere  erişim sağlanmalıdır.
– Bakıma ihtiyaç duyanlar için refere edilebilecekleri bir sistem kurulmalıdır.
– Travmada en sık rastlanan reaksiyonların semptonlarına aşina olunmalıdır (TTSB, depresyon, anksiyete ve yas reaksiyonları).
– Semptomların zaman içerisindeki  gelişimi takip edilmeli ve buna bağlı olarak tanının değişebileceği hatırlanmalıdır.
– Çocukların travma ve ölüme karşı verdikleri  özel ve karmaşık  tepkiler iyi bilinmelidir.
– Semptomlardaki farklılıklara dikkat edilmelidir –içe dönük semptomları olan çocuklar daha nadir olarak fark edilirken  dışa dönük semptomları olanlar daha sık rapor edilirler.
– Tatillerde, anma törenlerinde ve medya nedeni ile oluşabilecek muhtemel retravmatizasyonlara karşı  hazırlıklı olunmalıdır.
– TTSB’si olan çocuğun tedavisinin ruh sağlığı çalışanı için travmaya neden olabileceği bilinmelidir.
– Diğer uzmanlar ve bakımverenler aşağıdaki konularda eğitilmelidir;

– Önemsenmemiş problemlerin uzun dönem sonuçları: okul başarısızlığı, öfke patlaması ve antisosyal davranışlar, kronik ve daha ciddi ruhsal problemler
– Objektif değerlendirme ve izlem ihtiyacı
– Kendi tepkilerini anlamak  ve yardım seçeneklerini belirlemek
– Personel sıkıntısı içindeyken etkili bir şekilde çocuğa yardımcı olabilmenin zorluğu

– Yönlendirilen çocukların öğretmenleri ve bakım verenleri arasındaki bağlantının kopmaması sağlanmalıdır.
– Kendi fiziksel ve ruhsal sağlıklarına dikkat etmeleri gereklidir.

 

*Bu yazılar Dr. Özlem Çakıcı, Dr. Gresa Çarkaxhiu Bulut, Uzm. Psk. Iraz Körezlioğlu ve Psk. Sedef Özoğuz tarafından hazırlanmıştır.