başarı meselesi

Son on gün içinde bilim ve tıp dünyası dışındaki bir dinleyici kitlesine çok değişik ortamlarda seslenme şansım oldu. En son YapıKredi’nin Başarı zirvesinde davetli konuşmacılardan birisiydim. Galiba, sıkıcı bir konuşmacıyım diye düşündüm. Sıkıcı demesek de, yeterince eğlendirici olmayan demek uygun düşebilir. Bilimsel bilgiye sadık kalma gayretim, saçma bulduğum pop psikolojisi mottolarını (örnek: sevelim sevilelim; isteyen başarabilir, pozitif düşün beyninin % 100’ünü kullan) kullanmaktan uzak durmam, hatta kendimi tutamayıp bu tür düşünce ekollerine saldırmam.. hepsi, “cynical” diye özetlenebilecek bir üslup doğuruyor. İşin kötüsü, bu geçici bir durum da değil, ben böyleyim. Karikatürlerime bakan bunu teşhis edebilir. Fakat işin bir de iyisi var, işin kötüsü olduğu gibi… Bir çok insan da zaten bu cynicism’i sevdiği için okuyor ve dinliyor. Herkesin seveceği bir üslubu tutturabilme sevdasının oradan buradan zihnime musallat olduğu anlarda, halimden yaptıklarımdan memnuniyetsiz olmaktan vazgeçmeliyim. Sahici okur ve dinleyicilere haksızlık oluyor.

bu konuda günlük gazete için yazdığım yazının linkini de ekleyeyim: http://www.yankiyazgan.com/admin/anmviewer.asp?a=446&z=22